$6.00 Welcome Survey After Free Registration!
 
culsuzgezgin.tr.gg
İki Bezgin Türkiye Yolarında  
  Ana Sayfa
  karakaçan
  Biz Kimiz
  Ziyaretçi defteri
  SEYAHATNAME
  => mersin kent ormanı
  => Hemite
  => 2007 Yolları
  => Zorkun
  => DOĞANÇAY 18.05.08
  => Kardeş Kardeş Anamur
  => Ayva Gediği Çandır
  => 2008 pullu
  => Balık
  => Urfa seferi mayıs 2009
  => yaz planları
  => 2007 karadeniz hazırlıkları
  => Kardeş kardeş yollara
  => KENDİM KENDİME BOĞSAK İSTİLASI
  => KARDEŞ KARDEŞE ANAMUR seferi
  Yola Çıkarken
  Yükleme
  neden
  Kamp Kurmak
  Üşüyen Ateş
  GÖÇEBE
Urfa seferi mayıs 2009

Mayıs 2009 Şanlı Urfa Seferi

 

08/05//2009 Osmaniye – Şanlı Urfa

 

      Bütün gece yatakta döndüm durdum. Yine yol yine yolculuk heyecanı. Bu defa yolunu izini  bilmediğim bir yere tek başıma gideceğim, sabah olmak bilmedi, akşamdan çantamı hazırlayıp depoyu doldurdum. Akşam otobandan gitmeye karar vermiştim ama şimdi eski yoldan gitmenin hem daha manzaralı ham de daha sağlıklı olacağına inanıyorum.Lastik patlar, arıza olur tek başınayım mal gibi kalmayayım yolun ortasında.

       Saat biri biraz  geçerken yola çıktım, yayıla yayıla, hiç acele etmeden Antep’e vardım ama Nurdağını çıkarken biraz yoruldum gibi. Antep’te çevreyolunda bir benzinliğe girip soda içtim Aytaç’la konuştuk yeniden yola düştüm. Antep çevreyolu çok hoşuma gitti hiç şehre girmeden otoban gibi bir yolla şehrin bir ucunda öbür ucuna geçiliyor.

        Antep’ten Suruç’a kadar yine güzel güzel yollardan geçip pamuk şekeri bulutları altında   sürdüm. Bazı yerlerde bulutlarda aynı hizada gibiydim çok hoşuma gitti.Suruç’ta bir sigara molası verip Şanlı Urfa girişinde Aytaç’ı arayıp buluşacağımız yeri öğrendim. Sağolsun kardeşim beni karşıladı hemen eve geçtik. Hal hatır faslı, yemek, çay  derken hava karadı Aytaç’ın öğrenciler bizi nargile içmeye davet ettiler. Scootera atlayıp Mekan Nargile Evine gittik  oradan da Arkadaşların evine geçip vurduk rakının gözüne.Akşam çok hoş muhabbet oldu okul anıları ilk gençlik günleri falan derken bayağı geç yattık .

 

09/05/2009 Urfa

 

         Sabah millet işine gücüne gitti biz de Aytaçla biraz şehri dolanmaya çıktık.. Bir kısmını akşam gezmiştik ama gün ışığında daha güzel göründü gözüme. İkiteker’den Çanakkale’li dostlar akşama doğru geleceğinden gündüz bize kaldı.

      Önce kahvaltıda ciğer yemek için Haşimiye meydanı’na gittik  yarım ciğer üstüne yarım kuşbaşı istedi Aytaç ama yarımlar Mersin’de bir sayılır deyim siz anlayın. Zaten kolesterolden dertliyim, yetmedi bi de tirit yemeye gittik.Amanın ne leziz bişimiş bu tirit.

      Karnımızı doyurduktan sonra tarihi çarşıların arasından dolanıp gümrük hana gittik önce acı kahve istedi Aytaç ardından  çay ve su, kahvenin cezvesi de fincanı  da servisi de özel. Fotoğrafını çekmemek dert oldu içime.Gümrük han oldukça eski bir bina. Geniş bir avluyu çeviren iki katlı bir yapı, avluda yaşlılar domino oynuyor, bir köşesinde tesbihçiler ikinci katın tamamında ise terziler var.  



       Gümrük handan sonra Balıklı Göl’e geçtik.  Balı Gölü de içine alan parkta kitap fuarı vardı. Ahmet Telli’yi gördüm gibi geldi bana ama emin olamadım. Urfa Kalesi’ni gören hoş bir kafede çay içerken sıkı bir yağmur bastırdı. Yağmur durana kadar orda oturup ardından Osmaniye’de tanıştığım Yalçın Usta’nın dükkanına gittik. Gayet güzel ve keyifli bir sohbetin ardından yakın bir gelecekteki motorumla tanıştım. Yıldırım aşkı. Müstakbel gelinimiz 72 model bir BMW r60/6. Ordan benim yolda bozulan hız göstergesini yerine yenisini aradık Müslüm Usta’da bulduk ( ama sonradan fena halde bozuk olduğunu anladım 90 kmh ile giderken 140 gösteriyor J ) Ardından önceki gecenin ve yoğun geçen günün yorgunluğunu atmak için eve döndük.

        Ahmet Ağabeyler’le buluşmak için hazırlık yapıp minibüsle çarşıya indik. Motorları bırakacakları otoparkı ayarladı Aytaç. Onlar gelene kadar biz de pasajları gezdik . Sonunda sağ salim geldiler Motorları brak, üst baş değiştir falan derken yine Aytaç’ın ayarladığı mekanda sıra gecesine gittik hem benim hem de Ahmet ağabeyin dizler problemli olup biz yerde oturamayınca bize masa ayarladılar gayet lezzetli yemekler ve bol bol türkü eşliğinde hoş , muhabbet dolu bir gece geçirdik.Gecenin sonunda Aytaç’ın ağabey’i bizi eve bıraktı sağolsun , tatlı yiyelim ya da bir yerde biraz oturalım dedi ama ne yorgunluğum ne de tansiyonum müsaade etti. Bir dahaki sefere inşallah. Savaş, İlker,  Erdinç ve Ahmet ağabey , tanıştığımıza gerçekten memnun oldum.

 

10/05/2009  Urfa – Osmaniye.

 

Urfa gördüğüm en ilginç kentlerden biri. Modern binalar, alışveriş merkezleri, aydınlatılmış caddeler, alt geçitler, üst geçitler özellikle Karaköprü mahallesi civarında müthiş bir planlama. Bu  yenilikler şehrin tarihi ve mistik dokusunu elleşmeden son on yıl içinde yapılmış. Urfalılar’ın belediye başkanlarını başbakanın ceketine yedirmeyişlerinin nedeni gayet net anlaşılıyor.

      Urfalılar’ın Nahıt taşı dediği Urfa taşından yapılmış beş yıldızlı El-Ruha oteli Balıklı Göl civarını ve Urfa Kalesi’ni görüyor. Daha önce son derece  bakımsız ve düzensiz olduğu söylenen balıklıgöl civarı temizlenip gayet hoş bir peyzajla yeniden düzenlenmiş. Balıklı Göl’ün tarihini anlatayım  Türkçe Arapça Kürtçe İngilizce diyen çocukların sırnaşıklığı başta rahatsız edici gelse de Aytaç bu çocukların çoğunun rehabilite edilmiş tinerci çocuklar olduğunu valilik ve belediye tarafından rehabilite edildikten sonra kurs görüp kokart aldıklarını söyleyince fikrim değişti.

       Bu arada Ahmet ağabeyin planlama yeteneğine hayran kaldım Excel sayfaları şekline hazırlayıp bir tarafı kullanılmış kağıtlara basıp hazırladığı tablolar çok ilgimi çekti bu arada  harita bilgisi  ve motosiklet üzerine bir derya oluşu da cabası.

       Çanakkale ekibinin bir örnek tişörtleri ve GS lere yapıştırdıkları A4 boyundaki ‘from Çanakkale to Hasankeyf ‘ çıkartmaları ile tam Long Way Round ekibine benziyorlardı hele İlker’in yanından ayırmadığı fotoğraf çantası ve aynı anda fotoğraf çeken dört kişi…. Bedesten’de fotoğraf çekerken esnaftan biri İlker’e ‘ağabey bu paparazzi’ye çıkacak mı? ‘ diye sorunca adama ayıp olmasın diye içimden attım Kahkahalarımı  ama doktorum erdinç’im biraz güldü.

   Gümrük hanı , bakırcılar, Sipahi Pazarı, Balıklı Göl rotasını yürüyüp geldik otelin önüne. Atlar yüklendi , Shell’den depolar fullendi ( Osmaniye Urfa arası 25 Tl benzin yakmışım) o anda hem sol egzostu hem  de yolcu pegini yerine tutan cıvatanın düştüğünü fark ettim. Napalım günlerden Pazar ve yapacak bişi yok. Bir lastikçi bulup girdim hem çay ikram ettiler, hem cıvata buldular hem de ısrarıma rağmen para almadılar. 


       Yine düştüm yollara, İlk molayı Nizip’te verdim, çay sigara telefon derken bir km gitmeden feci bir kazaya tanık oldum, yaralıya müdahale ambulans bekle falan derken tekrar yola koyuldum ama bu defa daha da dikkatli…

        Yolda, kör itin öldüğü yerde motor birden sustu. Baktım ki buji piposu ateş gibi, yanık plastik kokusu var,can yoldaşım yusuf tepeme dikillip aha kaldık burda dedi ama pipouyu allttan biraz kesip yeniden bağladım ve çalıştı. Elim yüreğimde sürdüm evime geldim ve uyumakla ölmek arası bir modda haftaya nereye gidecğimi düşünüp rüyamda r 60 ile yapacağım yolları gördüğüm uykuya daldım .

 

 
   
 
   
 
   
Hava Durumu  
   
 
   
Bugün 2 ziyaretçikişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol