$6.00 Welcome Survey After Free Registration!
 
culsuzgezgin.tr.gg
İki Bezgin Türkiye Yolarında  
  Ana Sayfa
  karakaçan
  Biz Kimiz
  Ziyaretçi defteri
  SEYAHATNAME
  => mersin kent ormanı
  => Hemite
  => 2007 Yolları
  => Zorkun
  => DOĞANÇAY 18.05.08
  => Kardeş Kardeş Anamur
  => Ayva Gediği Çandır
  => 2008 pullu
  => Balık
  => Urfa seferi mayıs 2009
  => yaz planları
  => 2007 karadeniz hazırlıkları
  => Kardeş kardeş yollara
  => KENDİM KENDİME BOĞSAK İSTİLASI
  => KARDEŞ KARDEŞE ANAMUR seferi
  Yola Çıkarken
  Yükleme
  neden
  Kamp Kurmak
  Üşüyen Ateş
  GÖÇEBE
KENDİM KENDİME BOĞSAK İSTİLASI

 

 

 

KENDİM KENDİME  BOĞSAK İSTİLASI


 

 

 

19 MAYIS 2012


 

 

 

     Uzun zamandır içimde biriken yol yapma arzusu bir yerden patlak verecekti. 19 Mayıs’ın gençlik havasına kaptırdım kendimi hem de kardeş kardeşe çıkacağımız yol öncesi keşif çalışması olur dedim.Saat 21 gibi eşe dosta uğramış , oluşlumu mıncıklamış hatunu arkadaşının düğününe yollayıp yola düşmüştüm.


 

 

        Susanoğlu’na varınca yol kenarında bir fırın buldum. Poğaça falan alıp sabaha kahvaltı ederim demiştim ama şansım yokmuş iki tane sandviç ekmeği alıp yola devam ettim. Bu arada bu gps denen hoş bi alet  bide fark ettim yolu gerçekten doğru gösteriyor tam dediği gibi gidersen şimdilik hata yok gibi. Bu zıkkımı önce bildiğim yollarda deneyim dedim gavur süper yapmış vallahi.

      Velhasıl-ı kelam vardım Taşucu’na . Yılların alışkanlığı Bozyazı’ya gidip gelirken hep Liman Tantuni’de yerdim yine oraya uğradım. İki tavuk tantuni’nin üstüne bitişikteki büfeden iki kutu Marmara bira alıp  yola vurdum yeniden.

 

 

 

 

 

     Vardım Boğsak Köyü’ne indim balık lokantalarının önüne.  Lokantacılardan birine ilerde kamp kurup kuramayacağımı sordum adam tamam dedi ben de suyun kenarından sürdüm ikiz ağaçların yanına.

 

 

      Önce biraz dolandım alnımda tepe lambası biraz sağa sola bakındım sonra ağaçların altında güneşin doğacağı yeri hesaplamaya çalışıp çadırımı kurdum çantaları  indirip motoru örtünce saldım oltaları suya.

 

 

 

    Önce bir su kaynattım mini ocakta kendime neskayfe  yapıp termos bardağa attıktan sonra ocağa lüks kafasını takıp astım ağacın dalına . 

 

          Balık deli gibi vuruyor ama sanırım küçük balık, alamıyorum . Tek bir balık tutup onu da zeytin dalından ateşte pişirip birayla mideye indiriyorum.

 

 

Tek başıma çadırın içine kıvrılıyorum saat dört gibi. Tabi yatmadan önce biradere bir iki mesaj atıyorum taciz amaçlı. Bii de hatuna mesaj atıyorum. Sonra uyku ağır basıyor uyku tulumuna kıvrılıyorum sabaha karşı bir grup it havlayarak çadırın çevresini sarıyor ana bir bakıyorum tulumun yanında Yusuf oturuyor. Hani var ya motorcunun can yoldaşı Yusuf , işte o . Havlamalar , pençe sesleri kesilince dışarı çıktım baktım at kadar çoban köpekleri….   Bu arada doğu ufku hafiften kızarmaya başladı.Oltaları yeniden yemleyip attım suya. 

 

 

 

Sabah oldu  artık kendim kendime bir belgeselimsi kaydedip ufaktan çadırı toplayıp motoru yüklüyorum. Boğsak çayının yanında durup bir iki fotoğraf çektim.

 

 

 

 

 Saat 8:30 oldu bastım düştüm yola. Bir yıl olmuş denize girmeyeli , sabahın körü ortalık bomboş çektim İncekum plajına tertemiz suda doya doya denize girdim . havluyu şortu kurutmak için biraz oyalanıp açlığın baskısıyla yine düştüm yollara, yollara, yollara…

Taşucu ışıklarda  kayın biraderin evine doğru saptım. Saat daha dokuz olmamış. Telefon ettim ama açan yok. Hemen markete yanaştım  iki domates domates, iki yumurta bir kutu üçgen peynir bir kangal da dandik sucuk aldım. Aklımda Akyar’da kahvaltı etmek var.Yumurtaları taşımak için de bir su şişesini ikiye kestim içine gazete basıp iki yarıyı birbirinin üstüne kapattım oldu bitti.


 

 

          Akyar’a mezarlık tarafından girip bir ağaç gölgesi beğendim . Sırt çantamı ağaca asıp sağa sola bakarken ulen bi de deniz kenarına bakayım deyip sürdüm aşağı ki anam  anam her yer pislik içinde. Ta en sona kadar indim görece temiz hoş bir yer buldum sırt çantamdan su alayım da çayı ateşe koyayım derken anaaaa çantayı yukarda ağaca asılı bırakmışım . .

 

 

Tekrar toparlan, sür yukarı derken millet minibüslerle Akyar’a dolmaya başladı . Darbukalar falan derken iyi ki çantayı yukarda unutmuşum dedm. Hiç çekemem bir minibüs ergenin abuk subuk eğlencesini sabah sabah.

 

 

 

 

 

 

 

Çantayı asılı bıraktığım ağacın altında kuruverdim mutfağı. Çay kaynarken domatesi sucuğu doğradım . Çayı ateşten indirip tavavı koydum ocağın üstüne bir sucuklu yumurta yapmışım ki anlatamam .

 

 

 

Yemek üstüne çayımı içeyim derken aşkımı arayım dedim .Telefonda cevapsız çağrı var . Bir aradım ki oğlan hastalanmış gece , bizimkiler cümbür cemaat hastanede. Ben kırk yılın başı yola düştüm diye bana da haber vermemişler.

 

 

 

Sabah 10 30 gibi geziyi kesip tapa gaz Mersine dönüş. Oğlan iyileşsin de daha çok gezeriz nasıl olsa.

       Bu arada tosunuma dizanteri başlangıcı dediler . Kayınvalidenin erken davranması hastalık ilerlemeden müdahale edilmesini sağladı .  

 

 

 

    ******************************

 

 

 

         Bu motoru ilk defa bu çantalar ve çadırla yola vurdum.  Çantalar gayet başarılı. Eksoz tarafının aşırı ısınacağını düşünmüştüm ama bir şey olmadı. Sadece sol çantanın ön gözüne matarayı sokmak için  zorlayınca ön gözün dikişi açıldı ama o da bişey değil.

 

       Yükleme düzeni şöyleydi. Çadır arka çantanın içinde.  Çadır direkleri ve gölgelik sağ tarafta çantanın arkasında taşıma demirine bağlı. Ocak, lüks ve çaydalıkla bardak arka çantanın içinde. Sıvı sabun, sinek kovucu ve camsil( kaskın vizörü ve far için)sağ çantanın ön gözünde. Elbiseler sağ çantanın içinde. Sofra bezi, demir testeresi ağzı  ve İngiliz anahtarı sağ çantanın dış gözünde. 

 

 

     Sağ tarafta egzost  olduğundan sol tarafı daha ağır tutmak istedim. Kamp mutfağı ve balık malzemeleri ile büyük boy plaj havlusu sol çantanın içinde .Matara içine 1 litre su sol çantanın ön gözünde. Montun astarı ve elbaltası sol çantanın dış gözünde.

 

 

 

·         Kendime not: baltanın ağzının bir şeye sarmak lazım. Üşüyüp astarı çıkarmaya çalışırken parmağım kesildi namussuz hala acıyor

 

 

Motorun bütün anahtarlarını ( arka çanta, kontak ve kilit)  . Sırt çantasına astığım kancalarda taşıdım böylece anahtar arama derdim olmadı.

 

 

Sırt çantasının  ikinci yolculuğu. Bu yolculukta çantanın aynı zamanda çeşme olarak ta kullanılabildiğini keşfettim.tabi salak ben bulaşık deterjanı ve süngeri unutunca çeşme sadece çalkalama işine yaradı.

 

 

 

        Takım çantasını koltuğun altında taşıyorum. Fena kullanışlı bir yer.kuyruk karenajının içinde bir tane bez alışveriş çantası var olur da bir şey alıp taşımak gerekir diye. Bu arada çakmak çıkışı da ark koltuğun altında.  

 

          Çakmaktan çıkan usb sağlam ama sigorta 15A olunca şarj etmiyor. Sigortayı değiştirip bir daha deneyeceğim bakalım ne olacak yoksa çakmaklık bir işime yaramayacak.

 

 

 

        Gelecek sefere çadırı da direklerle beraber bağlayıp arka çantaya koyduğum mutfak malzemesini bir kutu veya bidona yerleştireceğim. Böyle dağınık oluyor karanlıkta aramak işime gelmiyor.

 

 

 

 

 

       Şimdilik bu kadar  

 

 

 

       Çulsuz gezgin.

 
   
 
   
 
   
Hava Durumu  
   
 
   
Bugün 1 ziyaretçikişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol